17 Nisan 2010 Cumartesi

Umut Sarikaya'dan

"yoldan geçenleri izlerken 'ne kadar çok insan var' diye düşündüm. hepimiz bir yerlere gidiyoruz, birileriyle konuşuyoruz, çalışıyoruz, dinleniyoruz. ne kadar çoğuz. hepimiz ne kadar çok kendimizi önemsiyoruz. hayallerimiz var. çok azımız uyguluyor hayallerini. uğraşıyoruz yine de. belli bir yaşa kadar birşey olmaya çalışıyoruz. olmayanlarımız çocuk yapıyor, kendi olamadıklarını onlar olsun istiyor. kafamızdaki olmak istediğimiz insan da farklı farklı. genelde çok zengin olmak istiyoruz. sıradan olmayı hazmedemiyor yine birçoğumuz. özel olmalıyız, en azından bir kişi için. kafasında olmak istediği kişiyi olmamış biri olarak, başka bir olmamış ile ilişkiye giriyoruz. iki sıradan insan birbirinin ne kadar özel biri olduğunu hatırlatıp duruyor. aralarından biri hatırlatmayınca ilişkiyi kesip, başka bir sıradana hatırlatması için arayışa giriyor. uzun süre hatırlatanlar belli bir zaman sonra sıkılıp evleniyor, baktılar ikisi de birbirine bunu hatırlatmaktan sıkılmış çocuk yapıp onu dünyanın en özeli kılıyorlar. seçildiği için annesinin babasının sıradanlığını aşmakla görevlendiriliyor. istediği gibi biri olmak yerine, anne babanın kafasında olmak istediği ama olamadığı insanı olmak zorunda. hayır demesi neredeyse imkansız.. bu hayır diyemeyenler de büyüyüp çabalıyor, olmuyor, birini buluyor, sıkılıyor, çocuk yapıyor.. bu kısır döngü böyle sürüp gidiyor, gittikçe artıyoruz."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder